18 Ocak 2022 Salı

Depresyonla Savaşan Gıdalar

Depresyonla baş edebilmek için, yediğiniz gıdalara dikkat edin. İşte depreyondan kurtulmanıza yardımcı olacak yiyecekler.

Zerdeçal: 

İçindeki gıdaların terapi etkisi yaptığı ve anti depresan etkisi olduğu bilinmektedir. Zerdeçal mutluluk homonu olarak da bilinen serotoin salgılamaktadır.

Süt ürünleri: 

Kalsiyum, D vitamini ve protein bakımında oldukça zengin kaynaklardır. Eğer düşük kalorili besinler tercih ediyosanız az yağlı sür ürünleri tercih edebilirsiniz.

Portakal:  

Antioksidanların depresyonun etkilerini azalttığı da bilinmektedir. Portalakllar dopamin bakımından oldukça zengindir, vitamin depresyonla savaşmada oldukça oldukça etkili bir ii hissetme hormonudur.

Ceviz: 

Beyninizi geliştirecek, kandaki oksijen seviyesini arttıracak amega 3 bakımından en zengin  yiyeceklerden bir tanesidir. Bazım çalışmalar cevizin serotonin ve dopamin salgılayarak depresyonla savaştığını belirtir.

Yeşil çay: 

Metobolizmayı hızlandırır, kilo vermeye yardımcıdır, yaşlanma belirtilerini azaltır ve en önemlisi çok sayıda antioksidan içerir. Doğal çay yaprakları sizi rahatlatır ve stresten kurtulmanızı sağlar.

Çikolata: 

Herkesin bildiği üzere çikolatasın anti depresan etkisi vardır. Çikolata beynin endorfin ve serotonin salgılamasını sağlar.

Nohut: 

Serotonin salgılamayı sağlayan amino asitler içerir ve böylece depresyonla savaşmanıza yardımcı olur. Aynı zamanda içerdiği folik asitle de depresyona 

SAĞLIKLI YAŞAMAK İÇİN BU 8 GIDADAN UZAK DURUN!

Gençliğinizi korumanız için sadece gece kremleri ve anti-aging ürünler kullanmanız yeterli değil. Günlük hayatınızda sıkça tükettiğiniz sekiz gıdayı azaltırsanız; hem zahmetsizce, hem de ekonomik yoldan daha genç bir görünüme kavuşabilirsiniz. 

İşte o besinler:

TUZ: 

Tuz, göz çevresi gibi ince deriyle kaplı alanlarda, cildi zayıflatarak kırışıklıklara neden olabilir.

ŞEKER: 

Aşırı şeker tüketimi, derinin yaşlanma sürecini hızlandırır. Bir hafta şeker yemezseniz, cildiniz parlayacaktır.

KAHVE: 

Cildinizi kurutan kahve, göz çevresindeki kırışıklıkları da artırır. Kahve yerine, yeşil çay içebilirsiniz.

ALKOL: 

Vücuttaki suyun atılmasına neden olan alkol, göz altı torbalarına neden olabilir.

KIRMIZI ET: 

Kırışıklıkların erken oluşmasına yol açabilir. Kırmızı et tüketimini, haftada bir veya iki kezle sınırlandırmak gerekir.

BASİT KARBONHİDRATLAR: 

Ekmek veya makarna gibi gıdalar, ciltteki kolajeni parçalayarak cildin esnekliğini yitirmesine neden olur.

BAHARATLI GIDALAR: 

Kan damarlarını kurutan bu gıdalar, menopoz sonrası dönemde cildin hızla kırışmasına yol açabilir.

SODA: 

Soda; diş minesini savunmasız hale getirir. Ayrıca şişkinliğe ve cildin matlaşmasına neden olur.

Dikkat! Bahar Çarpmasın!

İlkbahar mevsimine geçtiğimiz bu günlerde, havadaki ısı, nem, basınç, rüzgar gibi etkenlerin ani değişimi, bağışıklık sistemini etkiliyor, bu da hastalıklara yatkınlığı artırıyor.

Yorgunluk, halsizlik ve mutsuzluk hissi, tüm vücutta özellikle kaslarda ağrılar, uykuya dalamamak, uyanamamak ve sürekli sıkıntı hali bahar yorgunluğunun belirtileri arasında. Bu da, iş performansının ve hayat kalitesinin düşmesine sebep olabiliyor. Bahar yorgunluğu zannedilen bazı belirtilerin altından kansızlık, tiroid bezinin az çalışması gibi başka hastalıkların da çıkabileceğini düşünecek olursak, bu nedenle belirtiler uzadığında mutlaka bir doktora gidilmesi gerekiyor.

Bahar aylarında polenlerin ortaya çıkmasıyla beraber alerjik astım ve alerjik rinit de sık görülür. Burun hücrelerindeki alerjik değişimler; burun akıntısı, tıkanıklık, gözlerde yaşarma gibi belirtilere yola açar. Tedavi edilmeyen kişiler çok yüksek oranda (%20 civarında) astıma yakalanabilir.

Bahar mevsimi, kişinin psikolojik durumunu da etkiliyor. Bahar depresyonu, mevsimsellik göstermesi dışında genel olarak diğer depresyonlara benzer belirtiler taşıyan bir hastalık. Bu hormonlar kişinin vücut ısısı ayarlanması ve uyku-uyanıklık düzeninde önemli rol oynar. Biyolojik saatin bozulması ile kişi depresyona daha açık hale gelir. Güneşli havalarda daha neşeli, kapalı havalarda cansız ve melankolik olan kişilerde, çoğu zaman biyolojik saatte aksamalar söz konusudur. Genetik yatkınlığı olan kişilerde bu durum daha çabuk ortaya çıkar, intihara kadar gidebilir

Özellikle bahar ve yaz aylarında en sık rastlanan sorunların başında; ülser, reflü ve gastrit gibi mide hastalıkları gelir. Mide ve onikiparmak bağırsağı ülserleri de bahar aylarında daha çok görülür. Nem ve güneş ışığı faktörleri, ülser şikayetlerini artırır. Hazımsızlık sorunu yaşayan bazı hastalarda ise bahar aylarında daha fazla tüketilen çiğ sebze ve meyvenin bu soruna neden olduğu düşünülmektedir. Bazen bu sorunlar mide kanamasına kadar gidebilir

Mevsim değişikliğine uyum sağlayamayan vücudun soğuk algınlığına yakalanma riski de bahar aylarında yüksektir. Özellikle risk gurubunda bulunan bebekler, 65 yaşın üzerinde olan kişiler, astım dahil kronik akciğer hastaları, kalp ve böbrek hastalıkları olanlar ve bağışıklık sistemini zayıflatan ilaç kullanan hastalar risk grubundadır. Hastalıktan korunmanın yolu bağışıklık sisteminin güçlü tutulmasıdır. Dengeli beslenmek, düzenli uyumak, stresten uzak durmak, spor yapmak, her gün düzenli banyo yapmak ve sigara içmemek en önemli korunma faktörleridir.

Çocuğunuz Talasemi Olmasın!

Çiftler evlenmeden önce mutlaka test yaptırmalı. Genetik olarak geçen talaseminin erken evrede teşhis edilmesi hayati önem taşıyor. Evlenmeden önce kansızlık oranlarına bakılması doğacak olan çocukta olası bir vakayı önlüyor.

Çocuğunuz TALASEMİ olmasın!

Talasemi yani halk arasında bilinen Akdeniz Anemisi taşıyıcısı olan bireyler, Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde sıklıkla görülüyor. Bu bölgelerde, taşıyıcı dediğimiz ve hafif kansızlıkları dışında normal olan bireyler, her iki cinsten olabilir. Bu bölgelerde, genellikle toplumun her yüz bireyinden 3 ila 10’unu oluşturuyor. Bir toplumda, taşıyıcı sıklığı ne kadar yüksekse, iki taşıyıcının evlenme olasılığı da o kadar yükseliyor. Ülkemizde resmi kayıtlara göre 6 bin kadar hasta bulunuyor.

Hafif solukluk ve kan sayımlarında hafif bir kansızlık dışında tamamen normal görünen anne ve baba, tıpkı ten rengi veya göz rengi gibi, bu özelliğini çocuklarına kalıtım yoluyla aktarıyor. Anne veya babadan sadece birinde bu özellik varsa çocukları için ciddi bir risk bulunmazken, anne  ve babanın her ikisi de aynı kansızlık özelliğine sahipse çocuklarının ağır kansızlık hastalığı ile doğma riski ortaya çıkıyor. Hafif kansızlık özelliği bulunan anne ve baba taşıyıcı ancak her ikisinin bu özelliğini alan çocukları Talasemi hastası oluyor.

1 YAŞINDAN SONRA BELİRTİ VERİYOR

Talasemi hastaları normal bir bebek olarak doğarlar ve ilk aylarda normal büyüme ve gelişme gösteriyorlar. İlk yaşlarda, giderek soluklaşırlar, kilo almaları durur, beslenme isteksizliği ve halsizlik belirir. Dalakları büyür ve yaşamaları için ayda bir kan nakline gereksinim olur ve bu ömür boyu sürer.

ANNE KARNINDA TEŞHİS EDİLİYOR

Bebeğin anne karnında, gebeliğin ilk aylarında yapılacak tetkikle hasta olup olmadığı belirlenebiliyor. Bebek hasta ise tıbbi düşük ile hasta doğum önlenebilir. Annenin sağlıklı bebeğe hamile olduğu belirlenirse, gebelik devam ettirilir. Böylece, talasemi taşıyıcısı çiftler normal bebek sahibi olabilir.

KAN SAYIMIYLA HAYATINI KURTARIN

Talasemi taşıyıcıları, kan sayımı ile kolayca belirlenebiliyor. Evlilik öncesi çiftlerin talasemi taraması ile taşıyıcı olup olmadıklarının saptanması ve hasta doğumların önlenmesi programı başarıyla uygulanıyor. Ülkemizde de Sağlık Bakanlığı tarafından 2002’den beri ulusal bir programla başarıyla yürütülüyor. 

Bazı Bitki Çaylarının Faydaları

ALTINOTU ÇAYI : 

Böbrek taşlarını eritici, idrar söktürücüdür. Ödem, albümin, mesane iltihabını giderir. Romatizma, safra kesesi, idrar yolu ve prostat iltihaplarını giderir. Eklem ağrılarını giderir. Antiseptik ve doğal bir antibiyotiktir.

AMBER ÇİÇEĞİ ÇAYI : 

Şeker hastalığına faydalıdır. Sindirim sistemini rahatlatır. Kramp ve adale ağrılarına faydalıdır. Afrodizyak etkisi vardır. Sinir sistemi yatıştırıcı ve anspazmatik etkisi vardır, idrar yolu enfeksiyonunu önler. Yüksek derecede C vitamini içerir. Vücudun savunma sistemini güçlendirir. Yorgunluğu giderir.

ANASON ÇAYI : 

Hazmı kolaylaştırır, iştahsızlığı giderir. Yemeklere karşı görülen tiksintiyi giderir. Mide ve bağırsak gazlarını giderir, idrarı arttırır. Kusmaları önler. İshali keser. Adet kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Anne sütünü arttırır. Sinirleri yatıştırır. Uykusuzluğu giderir. Migren ağrılarını keser. Kalbi kuvvetlendirir. Kan dolaşımın düzenli olmasını sağlar.

BİBERİYE ÇAYI : 

Sindirim sistemi rahatsızlıkları, kramplı mide, bağırsak ve safra kesesi rahatsızlıkları, kas ve eklem romatizması, sinirsel rahatsızlıklar, alçak kan basıncı, kronik güçsüzlük, romatizma ve gut hastalıklarına faydalıdır.

BÖĞÜRTLEN ÇAYI : 

Hafif kabız edici özelliği olmakla beraber; İdrar söktürür. Ayaktaki şişlikleri giderir. Mesane taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Hafıza kaybını önler, diş etleri, bademcik ve boğaz iltihaplarinda, ishal ve basurda kullanılmaktadır. Ağız yaralarını giderir. Kan yapıcıdır. Ses kısıklığını giderir. Bilinen herhangi biryan etkisi yoktur.

CİVANPERÇEMİ ÇAYI : 

Adet kanamalarında, menopoz döneminde, yumurtalık iltihaplarında, rahim akıntılarında, sırt ağrılarında etkilidir. Kan yapıcıdır. Mide ve bağırsak kesesi rahatsızlıklarında etkilidir. En popüler kan dindirici bitkilerden biridir. Mide ağrılarında, mayasıl, ülser, gastrit vs hastalıklarda mide ve basur kanamalarında, ayrıca yara ve burun kanamalarında kullanılır.

ÇAKŞIR ÇAYI : 

Cinsel gücü arttırıcı ve iştah açıcı etkisi vardır. Şeker düşürücüdür.

DAĞ ÇAYI : 

Uyarıcı, gaz söktürücü, iştah açıcı ve mide ağrılarını kesici özelliklere sahiptirler.

EBE GÜMECE ÇAYI : 

Solunum sistemi tahrişleri ve iltihaplarında koruyucu olarak kullanılır. Üst solunum yolları enfeksiyonları bronşitte göğüs yumuşatıcı, balgam söktürücü ve öksürük kesici özelliğe sahiptir. Ağız mukozası hastalıkları, faranjit, bronşit, soğuk algınlığı astım ve gripte faydalıdır.

Kanser Belirtileri Nelerdir?

Kanser belirtileri kanserin türüne göre değişiklik gösteren bir hastalıktır. Ancak her belirtilerin karşılaşıldığı durum kişinin kanser olduğu anlamına gelmemektedir. Kanser belirtileri arasında açıklanamayan kilo kaybı, ateş, ağrı, halsizlik, kanama, cilt değişiklikleri, öksürük ve horlama, ben ve siğillerdeki değişiklikler, dışkılama ya da idrak yapma alışkanlığındaki farklılıklar sayılabilmektedir. Mide, yemek borusu, pankreas ve akciğer kanseri gibi kanser türlerinde açıklanamayan kilo kaybı yaşanmakta ve kişi kilo kaybetmeye başlamaktadır. 

Yine kanser belirtilerinden olan ateş, lenf bezi tümürlerinde ve kan kanseri hastalığında görülen bir belirtidir. Mide veya kalın bağırsak gibi kanser türlerinde ise halsizlik kendini gösteren önemli bir bulgudur. Ciltte meydana gelen koyulaşma ya da ciltte görülen kızarıklık cilt tümörleri dışında iç organ tümörlerinde de kendini gösterebilmektedir. Uzun süren ishal, kabızlık ve dışkı boyutundaki farklılıklar kalın bağırsak kanserinin ilk belirtisi olarak ortaya çıkmaktadır. 

İdrar sırasında sancı ve idrarda kan görülmesi prostat veya mesane kanserinin belirtisi olabilir. Sizde kanser belirtilerini öğrenip bu konu hakkında fikir sahibi olarak erken tanı adına şansınızı arttırabilirsiniz. 

Prostat Kanseri ve Korunma Yolları

Kanserden korunma yolları ile alakalı bilgi edinmek isteyen çok sayıda insan bulunmaktadır. Pek çok kanser çeşidi olmakla birlikte bu hastalıklardan korunmak için sağlıklı bir yaşam sürmeye çalışmak kadar düzenli şekilde kanser taraması yaptırmakta büyük önem taşımaktadır. Kanser türlerinden birisi olan Prostat kanserini mercek altına alalım. Prostat kanseri ülkemizde çok az görülüyor olsa da ABD’de en çok görülen kanser türleri arasında ikinci sırada yer almaktadır. Prostat kanseri belirtilerine bakıldığında idrardan kan gelmesi, sırta ve kalçaya ağrılar girmesi ve idrar yapmakta zorluk yaşanması gibi belirtileri sayabiliriz. Bu belirtiler prostat ile ilgili başka bir rahatsızlığı işaret ediyor da olabilir. Bu sebeple bu tarz şikayetleriniz olduğunda üroloji uzmanına kendinizi göstermeniz yararınıza olacaktır. 

Prostat kanseri bulaşıcı bir hastalık olmamak ile birlikte erkek kardeşi prostat kanseri geçiren kişilerde bu hastalık daha fazla görülmektedir. Erkek kardeşi prostat kanserine yakalanan kişilerin bu hastalığa yakalanma oranı çok daha fazladır. Sizde prostat kanseri ile alakalı daha geniş ve detaylı bilgiler edinerek bu hastalığa karşı gereken önlemleri almaya başlayabilirsiniz. Prostat kanseri dikkate alınması gereken çok önemli bir hastalık olup prostat kanseri belirtilerini yaşayan insanların hızlı bir şekilde uzman bir doktora muayene olması gereklidir. 

Sizde idrardan kan gelmesi ya da ağrı problemi yaşıyorsanız sağlığınızı koruma ve erken teşhis adına hemen üroloji uzmanına gitmeli ve sorunun sebebini öğrenmek için gereken adımı atmalısınız. Sağlıklı yaşam için sizde kanserden korunma yollarını öğrenmeli ve bu yolları uygulamaya başlamalısınız.